İNTERNETTE ŞARKIŞLANIN SESİ ŞARKIŞLA FM

Gürçayır 2018 Nüfusu Toplam : 1.965 Erkek : 941 Kadın : 1.024

SİVAS HABERLERİ

1 Nisan 2012 Pazar

Hemşehrimiz Abdullatif ŞENER'den Gündem Yaratacak İddia


Abdüllatif Sener: Erdogan taserondur, isi bitince çöpe atilir!
Gazete A24’e yaptigi açiklamada “Erdogan ‘es baskan’ degil, taserondur. Isi bitince çöpe atilir!” diyen Abdüllatif Sener’den çok konusulacak bir iddia daha. Sener’e göre basin, korktugu için Basbakan Erdogan’in Isviçre hesaplarinin üzerine gidemedi!



Abdüllatif Sener’le söylesimizin üçüncü ve son bölümünde Büyük Ortadogu Projesi’nden Arap Bahari’na, Türkiye-Suriye iliskilerinden füze kalkanina, anayasa çalismalarindan PKK konusuna, Dersim konusundan baskanlik sistemine degin pek çok konuda merak edilenleri Gazete A24 okurlari için konustuk.

“Basbakan, Büyük Ortadogu Projesi’nin taseronudur” diyen Sener, AKP’nin Türkiye’deki Islami duyarliligi yok ettigini de söylüyor. Basbakan Erdogan’in, Türkiye’de demokrasinin standardini asagi çektigini ifade eden Sener’e göre, basin Erdogan’dan korktugu için, Erdogan’in WikiLeaks belgelerinde yer alan Isviçre’deki hesaplarinin üzerine gitmedi… Iste röportajimizin son bölümü…

Türkiye’nin dis politikasi ile devam edelim isterseniz…

Türkiye’de küresel güçler tarafindan en önemli karsi çikislar, Erbakan hareketi ile ortaya çikmistir. O hareket tümüyle tasviye olmus, bugün mutlak anlamda küresel güçlerin, arzularina, isteklerine göre, hem ülkeyi yöneten hem de çevre ülkelerdeki dönüsümün taseronlugunu üstlenen bir siyasi iktidar yapisi ortaya çikmistir.

Türkiye’nin, Suriye ile karsi karsiya gelmesi gibi…

Evet.

Ve simdi füze kalkani gibi bir bela var. Dogru mudur?

Evet. Türkiye’de bir siyasi iktidar var. Bu siyasi iktidar nasil geldi, düsünebiliyor musun?

“ERDOGAN NE SÖYLÜYORSA, TERSINI YAPIYORDUR”

Nasil?

2002 öncesi partilerin, küresel güçlerle uyum tutmadigi ihtimali zaten görülmüstü. Çok da kötü bir konjonktüre geldiler tabii… 2001 krizi, 1999 depremi… Kamuoyunda da itibarlari tasviyeye ugradi ve meclis disi kaldilar. Onun yerine AKP geldi. Arkasindan Irak isgali yasandi. Simdi ise, Ortadogu’da, Kuzey Afrika’da birtakim hadiseler meydana geliyor. Ve Basbakan 30’dan fazla farkli yerde “Ben Büyük Ortadogu Projesi’nin es baskaniyim” demistir. Kendi agzindan… Hatta bir ara internet sitelerine düstü.

Konusmalarinda var. Iki, üç sene önce bilhassa çok kullaniyordu. Sonra birakti bu cümleyi söylemeyi. “Bu ne demek acaba? Bu, Büyük Ortadogu Projesi ne olacak?” diye hepimiz merak ediyorduk. Simdi ögreniyoruz… Baktik ki, Kuzey Afrika’dan uzanip giden bir degisim rüzgari… Nasil bir degisim bu biliyor musun? Basbakan arada bir Israil ile agiz kavgasi yapiyor ya… Ama yaptigi her is de Israil’in isine yariyor. Agzi ile kavga ediyor ama icraatlar hep Israil’in menfaatine… Onun için, Basbakan’in laflarina degil, icraatlarina bakmamiz lazim…

“One minute” halk tarafindan alkislaniyor ama?

O agizdan çikan kavga kelimelerin amaci, halkin görmesini, anlamasini zorlastirmak… Basbakan, ne söylüyorsa, yaptiklarinin tersini söylüyor. Böyle bileceksiniz Basbakan’i…

“DERSIM DE ÖZÜR VARSA, TAZMINAT DA VAR”

Dersim Özrü…

Bir basbakanin özrü “Dersim’den özür diliyorum” diye olmaz. O zaman orada magdurlar var. Tazminatlar ödenecekse ödeyeceksin, yükümlülüklerin varsa yerine getireceksin. Devlet adina ne kadar sorumlulugun varsa, hepsini gidereceksin. Bunu ortaya atarak, ortaligi karistirmanin anlami yok. Ortaligi dagitmak için kullanilmaz bunlar…

Büyük Ortadogu Projesi’nin es baskani olarak, Erdogan’in niyeti bölgede tek adam olmak mi?

Hayir. Görevini yapiyor. Ne tek adam olacakmis… Oradan bir kahraman çikmaz. Görev bittigi zaman atarlar insani çöpe… Kahraman olamayacagi bir yerde, taseronluk üstleniyor. Onun ‘es baskanlik’ dedigine ben ‘taseronluk’ diyorum. Nedir bu degisim rüzgârlari? Küresel güçlerin çikarlari ile özellikle de Israil ile uyumlu politika, uygulamayan ülkelerin yönetimleri tasviye oluyor.

Birincisi bu. Libya… Suriye… Ve Iran’a siçramayi düsünüyorlar. Ikincisi, küresel güçlerin politikalarina ve özellikle de Israil’in politikalarina uyumlu politika uygulayan yönetimler de, halka yabancilasmis olmalari, diktatörvari yönetimleri nedeniyle, önümüzdeki yeni süreçleri yönetebilecek yetenekleri, ve güçleri olmadigindan, degistiriliyor.

Yani, uyum saglamayanlar ve uyum sagladigi halde yeni süreçleri kaldiramayacak olanlar degistiriliyor. Misir, bunun en tipik örnegidir. Eskiden, küresel güçler laik liderler arardi, isbirligi için… Simdi bundan vazgeçti. Kullanabilecegi, kendi çikarlarini sürdürebilecegi, dindar görünümlüler daha makbul hale geldi. Bu da, bölgemizde olup biten olaylari yorumlamak açisindan önemlidir. Ana çizgi degisimidir. Bunun altini çizmeniz gerekir.

Eskiden ‘es baskanlar’ laik olanlar miydi, bunu mu anlayalim?

Mesela Misir’da Mübarek, halkin inançlarina, degerlerine uyumlu biri degildi. Muteber adam buydu. Israil ile Camp David Anlasmasi gibi süreçleri yöneten, daha sonraki dönemlerde de uygun politikalari uygulayan O’ydu. Ama simdi bu tür insanlarin çok da yararli olmadigi veya zor süreçlerde dayaniklilik testinden geçemeyecek insanlar oldugu görüldügü için, “Bunlara ihtiyaç yoktur. Biraz halki ile barisik, dindar görünümlü, Müslüman görünümlü insanlar daha faydali” denilmeye baslanmistir.

“TÜRKIYE, ORTADOGU’DAKI DÖNÜSÜMÜN ILK AYAGI”

Bu Türkiye için de geçerli…

Elbette. Türkiye de böyle. Zaten bu küresel politikalardaki dönüsümün ilk ayagi Türkiye’dir. AKP bunun sonucu olarak ortaya çikmistir. Simdi, bu dönüsümde ‘es baskan’in yani Basbakan’in rolüne tekrar dönmek istiyorum. Düsünebiliyor musun, Libya’ya gitti. Kaddafi’nin elinden ödül aldi. ‘Kardesim Kaddafi’ dedi. Dostluk görüntüleri verdiler. Ardindan geldi, “NATO’nun ne isi var Libya’da” dedi. Ve aradan bir hafta geçmedi…

Kendisiyle çelistigini mi kastediyorsunuz?

Evet, çark etti ve Basbakan imzasiyla, TBMM’ye bir Bakanlar Kurulu tezkeresi gönderdi. Meclis’te oylandi ve grubuna da baski yaptigi için topyekûn ‘evet’ oyu verdiler. Türkiye, Libya’yi vuran NATO güçleri içerisine girdi. Ne degisti Allah askina!.. Günlerce degil, aylarca Türkiye’nin de içinde bulundugu NATO uçaklari Libya’da sivil halki da, Kaddafi yanlilarini da vurdu durdu… Kaç çocuk, kaç kadin, kaç yasli hayatini kaybetti bilmiyoruz.

Böyle bir hadise, su mevcut iktidar döneminde degil de, baska bir iktidar döneminde olsaydi, size garanti veriyorum, hâlâ cuma namazindan sonra, basta Beyazit Camii’si olmak üzere, camilerin önünde gösteriler devam ediyor olurdu. “Bir Müslüman ülkeyi Türkiye vuramaz” diye… Demek ki küresel güçlerle isbirligi halinde olan siyasi gücün, laik görüntülü degil de, Müslüman görüntülü olmasinin böyle bir faydasi varmis… Kimin için? Bizim için degil, güç merkezleri için…

“AKP, ISLAMI DUYARLILIGI YOK ETMISTIR”

Bu bahsettiginiz protestolari da sorguluyorsunuz o zaman burada?

Türkiye’de, bu mevcut iktidar yapisi nedeniyle Islami duyarlilik yok edilmistir. Onu söylemeye çalisiyorum.

Peki komsularla sifir sorun politikasi?

Yillardir, Disisleri Bakani her yerde nutuklar atti. Simdi komsularinin hepsi ile sorunlusun… Onu birak, Suriye, Iran füze rampalarini Türkiye’ye çevirmis, “Türk halki kusura bakmasin, eger sicak bir çatisma olursa, Israil’den önce Malatya’yi vurmak zorundayim. Beni mazur görsün” diyor. Yine Rusya, füze rampalarini Türkiye’ye çevirmis… ‘Sifir sorun’ diyorsunuz, Güney’den, Dogu’dan ve Kuzey’den komsularimizin füze rampalari, Türkiye’yi hedef almis vaziyette, hazir bekliyor.

Bu nasil dis politikadir ya… Bundan daha basarisiz dis politika olur mu?.. 80 yildir bu ülkedeki en basarisiz dis politika, mevcut dis politikadir. Bu dis politikanin basindaki Basbakan ve Disisleri bakani da, Türkiye’de en popüler iki insandir. Kamuoyu yoklamasi yaptiginizda da, halkin böyle algiladiginizi anliyorsunuz.

Ve Time’a kapak oluyor. Öyle mi?

Kim birilerini itibarli hale getiriyor, kim birilerini itibarsiz hale getiriyor. Hangi mekanizmalarla birileri itibarli hale geliyor, hangi mekanizmalarla birileri itibarsizlastiriliyor. Benim asil sorgulamak istedigim nokta bu.

Suriye konusuna gelecek olursak…

Suriye ile sinirlari, vizeleri kaldiran bu mevcut iktidar degil mi? ‘Kardesim dostum Esad’ diyen… Ortak bakanlar kurulu toplantisi düzenleyen… Var mi Türkiye’nin tarihinde bir baska ülkenin Bakanlar Kurulu ile müsterek toplanti? Yok! Basbakan, Suriyeli bakanlar ile ortak Bakanlar Kurulu düzenlemistir. Aradan bir ay geçmeden de, kim yönlendirdi, kim talimati verdi bilmiyoruz, Suriye’de, mevcut yönetim aleyhtari, daha önceden olusturulmus bir grup, Türkiye’de organize edilmeye baslandi. Türkiye, Suriye’yi karistiran ülke konumuna geldi.

Bir de Suriye’deki olaylara baktiginizda, 40-50 kisilik silahli gruplar çatisiyor. Büyük bir kitle yok. Suriye’deki gösterilerde gördügünüz kitleler, Esad yanlilari… Yüz binlerce hatta milyonlarca, insanin sel gibi Esad’i destekledigini görüyoruz ama muhalifler diye görünen kisim 30-40 kisi… Büyük bir kismi da ordunun içinden nasil olduysa satin alinmis, orayi karistirmak için kurulan yapilar…

Suriye’den gelenleri Hatay’daki çadir kente yerlestirdiler. Çadir kentte kalanlar “Üsüyoruz” deyince, Kilis’teki Hac konaklama tesislerine yerlestirildiler. Hâlbuki Hatay sicak bir yerdir. Van depreminin ardindan, insanlar soguktan donuyorlar. Sen kendi depremzedelerini çadirlarda dondur ama Suriye’yi karistirmak için, muhalefeti örgütlemeye sarf et enerjini…

Suriye’den yapilmasi beklenen reformlar için ne diyorsunuz?

Türkiye, bu konuda “Sam yönetimi tavsiyelerimiz tutmadi” diye itiraz ediyor. Esad yönetimi, zaten birkaç yildir demokratiklesme yönünde reformlar yapiyor. Ama nerede görülmüs bir ayda yönetim biçiminin bastan sona degistigi… Türkiye ilk anayasayi 1876’da yapti. O günden bugüne kadar, 150 yildir önce Mesrutiyet, sonra Cumhuriyet, sonra çok partili sistem…

Hâlâ demokratiklesmeye çalisiyor… Ve hâlâ demokrasinin standardi bugün Türkiye’de yerde sürünüyor. Türkiye’nin ulastigi demokrasi standardini yok etmeye çalisan, medyayi, sivil toplumu susturan Basbakan, Suriye’de demokratikleseme yolunda reformlar bekliyor…

Esad dedi ki, “Kendileri 30 yildir bir sivil anayasa yapamiyorlar, benden bir ayda tüm Suriye’yi degistirmemi bekliyorlar. Böyle bir sey olmaz.” Peki ne oldu da, eski dostlarinizi bu kadar hizli terk ettiniz? Uluslararasi iliskilerde böyle güvensiz, arkadan hançerler görüntüler verirseniz, su anda size dost gözüyle bakanlar da güvenini yitirirler.

Bunu Türkiye’ye nasil yaparsiniz? Böyle bir dis politika mi olur? Ama Türkiyemizdeki ve bölgemizdeki dönüsüm, itibarsizlasanlar, ama öte yandan itibari, gücü artanlar… Hepsi ayni senaryonun ayaklari olarak yoluna devam ediyor.

PKK konusunda ne söyleyeceksiniz?

Su anda Türkiye, komsulari ile çok mesgul ama PKK konusu açisindan da çok yanlis bir dis politikanin içerisinde. Suriye karisirsa, bundan en büyük zarari Türkiye çeker. Hem PKK faktörü nedeniyle hem de bu ayrismanin derinlesmesi nedeniyle. Suriye, burnumuzun dibindeki komsumuz… Türkiye’nin Güneydogu’suna yakin bir yer karisacak ama Türkiye huzur içerisinde olacak. Insan kendi ayagini kursunlar mi? Bu hükümet, bunu yapiyor.

Siz bu nedenler yüzünden mi ayrildiniz AKP’den?

Ben pek çok seyi gördüm…

WikiLeaks belgelerinde de geçiyordu. Bir bakan yolsuzluk nedeniyle AKP’den ayrilacak diye… O zaman da yöneltilmisti bu soru size…

Su anda yolsuzluk meselesine girmek istemiyorum. Çünkü toplum duyarliligini kaybetti.

“BASIN KORKTUGU IÇIN, ERDOGAN’IN ISVIÇRE’DEKI HESAPLARINI YAZMADI”

Deniz Feneri?

Onu sonra anlatirim ama sunu söylemek istiyorum. WikiLeaks belgeleri ile Basbakan’in Isviçre’de, sekiz bankada hesabinin oldugu yazildi. Bu, belgelerde var. Ve bütün basin, korkusundan bunu veremedi. Belgelerde ortaya çikti ama basin korkusundan bunu yazamadi. Iki gün bekledim, ‘Neden yazilmiyor?’ diye ama korktular. Hâlbuki bütün kanallarin bunu konusmasi lazimdi. Sonra Basbakan, hileli bir cümle kullandi. “Tek bir Allah kurusum yoktur” dedi. Isviçre bankasinda kurus olmaz. ‘Türk lirasi mi hesap açtirdin oraya?’ derler.

Ayrica ‘Allah kurusu’ tabiri nereden çikiyor? Bu böyle ama Suriye ve Libya konusunda yüz seksen derece ters istikamette, bir politikaya dönen Basbakan’i acaba ne sikistiriyor, ne zorda birakiyor? O Türkiye’yi kapatti da biri de O’nu mu kapatti bir yerlerde? Bunu, her sorumlu vatandasin sorgulamasi lazim…

“HÜKÜMET ANAYASA DEGISIKLIGI YAPAMAZ”

‘Es baskanlik’ demisken, baskanlik sistemi tartismasini sormak istiyorum. MIT Müstesari Hakan Fidan’in Oslo görüsmeleri metninde, PKK temsilcisine söyledigi bir söz vardi. “Bazi isleri yerele birakalim ki, merkez daha anlamli islerle ugrassin” Sizce, buradan yola çikarak, Baskanlik sistemi ile Kürt meselesi arasinda bir bag kurulabilir mi?

Bu hükümetin anayasa degisikligi yapabilecegini düsünmüyorum aslinda. Yani kamuoyunu oyalayarak, hiçbir sey üretmeden konuyu ortada birakacaklar gibi geliyor.

Neden?

Görüntü onu gösteriyor. Ben öyle görüyorum. Bunu yaz bir yere dursun, günü geldiginde konusacagiz. Ikincisi de su; baskanlik sisteminden endise etmiyorum. Baskanlik sistemi çok ayrintilara sahiptir. Sirf, devlet baskaninin halk tarafindan seçilmesi, onun bakanlar kurulunun da hükümetin de basi olmasi degildir.

Basbakan’in anladigi baskanlik sistemi böyle bir sey… Hâlbuki O’nun alt ayaklari, ayrintilari var. O alt ayrintilar olusmadan, cumhurbaskanligi ile basbakani birlestirdiginde baskanlik sistemi olmaz. Ortaya bir ‘ucube’ çikar. Sivil anayasayi yapabileceklerini düsünmüyorum ancak eskaza yapar da, baskanlik sistemine geçtik diye, ucube bir sey ortaya çikarirlarsa, bundan endise ederim.

Bu ‘es baskanlik’ hizmeti mi oluyor. Onu mu anlayalim söylediklerinizden?

Onu etkinlestiren bir sonuç olur.

Onun için mi yapilmistir?

Tabii… Bir adami idare etmek her zaman daha kolaydir. Çünkü biliyorsun, idare ettigin adam ne kadar güçlü olursa, O’nu o kadar hizli yönlendirirsin.

Güç basini döndürür öyle mi?

Bin kisiyi ikna etmektense, bir kisiyi ikna etmek daha kolaydir. Bin kisiye santaj yapmaktansa, bir kisiye santaj yapmak daha kolaydir.

Tesekkür ederim…

Basarilar diliyorum…

Röportaj: Dilek KARAGÖZ


http://www.gazetea24.com/haber/abdullatif_sener_erdogan_taserondur_isi_bitince_cope_atilir_.htm

Hiç yorum yok: