Türk Milleti Halk takvimi konusunda oldukça zengin bir kültüre sahiptir. Ancak, teknolojik gelişmenin etkisiyle bu Kültür de gittikçe yok olmaktadır. Aşağıda açıklanacak olan yöre Halk Takviminin bazı önemli özelliklerini kısaca anlatmak gerekirse, şunları söylememiz mümkündür.
Yörede takvime “Hesap” adı verilir ve bazı büyük takvimler bu terim vasıtasıyla açıklanır. Yerel takvimin adı “Baba Hesabı”dır. Baba Hesabı denildiğinde akla hep halk takvimi gelir. Bu takvim için “Eski Hesap” tabiri de kullanılır. Yörede hicri takvimin adı “Ay Hesabı”, Miladi takvimin adı ise “Hükümet Hesabı”dır. Halk Takvimi ile Miladi Takvime “Gün Hesabı” da denilir.
Yöre Halk Takvimine göre, zamanın bilinen en büyük ölçüsü “sene” yada “yıl”dır. Bir yıl 4 mevsim ve 12 ay’dan oluşur. Bazı kaynak kişilerin hafızalarında, “Sıçan Yılı”, “Tavşan Yılı” gibi yıl adlarının kalmış olması “Oniki Hayvanlı Türk Takvimi”nin geçmişte kullanılmış olması ihtimalini akla getirmektedir.
Mevsimler sırasıyla, Bahar, yaz, Güz ve Kış’tır. Üçer beşer günlük farklar dikkate alınmazsa, mevsimlerin yer ve sürelerinin gerçeğe çok yakın olarak tespit edildiği görülür.
Ayların başlangıç ve bitişleri belirlenirken aynen, Mali takvimden yararlanılmıştır. Halk Takvimindeki aylar, miladi ayların 14. gününde başlar ve takip eden ayın 13. gününde sona ererler. Aylara ad verilirken çoğunluk olarak yerel adlardan yararlanılmış ve Mali takvimin birkaç ayı ise, aynen kullanılmıştır.
Hafta yedi gün olarak bilinir, ancak, takvim akışında fazla kullanılmaz. Sadece süre belirtmekte yararlanılır. Perşembe gününe “Cuma Akşamı” denilmesinin dışında haftanın diğer günleri bilinen adları taşımaktadır.
Günler ise şu şekilde sıralanır. Bazar, Bazar Örtesi, Sâli, Çarşamba, Perşembe-Cuma Akşamı, Cuma, Cumörtesi. Gün bölümlere ayrılırken, “Öğlen Çağ” (öğle vakti), “İkindi Çağ” (ikindi vakti), “Yadsı Çağ”, (yadsı vakti) gibi terimler kullanılır.
Saatin olmadığı zamanlarda vakit, güneşten, gölgeden, yıldızlardan ve bazı hayvanların ötmesinden yararlanılarak belirtilmiştir.
1. Yıl Kavramı ve Yıllar: Yörede yıl, bilinen şekliyle; dört mevsim ve on iki aydan ibaret bir zaman dileme olarak bilinir. Bir yıl, Bahar, Yaz, Güz, Kış, olmak üzere dört mevsime ayrılır. Yıllara ad verilirken Mali takvim ve Miladi takvimin senelerinden aynen yararlanılır. Örneğin: Mali takvime göre 1310 (miladi1894) yılında doğan kişiye “onlu”, 1315 yılında doğan kişiye onbeşli denilmektedir. Aynı takvimin ileriki yıllarından bahsedilirken bu takvimin son üç rakamı kullanılmıştır. Örneğin 1340 senesi için binli hanesi atılmış, 340 kullanılmıştır. Bu kural günümüzde de geçerlidir. 1960’ta doğan kişi için , dokuzyüzaltmış’lı denilir. “Eski zamanlarda, Pire senesi, Sıçan senesi, Çekirge Senesi, Tavşan Senesi, olurmuş”, ne yazık ki, günümüzde bu şekildeki adlandırmalar tamamen unutulmuş ve hafızalarda sadece bir iki ad kalmıştır.
2. Mevsimler: Yörede, Bahar, Yaz, Güz, Kış olmak üzere dört mevsim bilinir.Bahar: Baba Hesabına (halk takvimine) göre, Bahar, Mart dokuzunda (miladi 22 mart günü) başlar, Haziranın 11. günü; gündönümünden bir gün önce (miladi 24 haziran günü) sona erer. Mart, Abrıl (Nisan) ve Mayıs ayları bahar aylarıdır. Yaz: Eski hesaba göre, yaz, Gündönümünde, yani Haziranın 12’sinde (miladi 25 Haziran günü) başlar, İlkgüz ayının 11. günü (Miladi 24 Eylül günü) sona erer. Haziran, Tomus ve Ağustos ayları yaz aylarıdır . Güz:Baba hesabına göre, güz, İlkgüz ayının 12. gününde (miladi 25 Eylül günü) başlar. Gündönümünden bir gün önce, Garağaşın (Karakışın) 11. günü (miladi 24 Aralıkta) nihayete erer. İlkgüz, Ortagöz ve Songüz ayları güz aylarıdır. Kış: “Baba hesabına göre Kış, günün dönmesiyle, yani Garağaşın (Karakışın) 12. gününde (miladi 25 aralık gününde) başlar, Mart Dokuzundan bir gün önce (miladi 21 Mart günü) nihayete erer. Garağaş (Karakış), Zemheri ve Gücük ayları kış aylarıdır.
3. Aylar: Yörede “Ay” kavramı bilinen anlamından farklı değildir. Yani, bir ay, ortalama olarak, 30-31 gün süren zaman dilimidir. Şubat ayınınkarşılığı gibi düşünülmesi mümkün olan “Gücük” ayı ise, yine 28 gündür. Yöre halk takviminde, bir aylık süre belirlenirken, Mali (Rumi) takvimden yararlanılmıştır. Bütün aylar, Miladi bir ayın 14. günü başlar ve takip eden aya geçerek 13. günü sona erer. Mali ayların başlangıç ve bitiş günlerinden yararlanılmasına rağmen, adları aynen alınmamış, çoğundan fazlası halk takvimine göre adlandırılmıştır. Buna göre, yılın ayları sırasıyla şunlardır; 1.Mart. 2. Abrıl. 3. Mayıs-Yaz Çoban Ayı. 4. Heziran (Haziran). 5. Tomus-Ekin. 6. Ağustos. 7. İlkgüz. 8. Ortagüz. 9. Songüz-Koç-Güz Çoban Ayı. 10.Garağaş (Karakış). 11. Zemheri. 12. Gücük.
4. Haftanın ve Haftanın Günleri: Yörede hafta, bilinen şekliyle, 7 günlük zaman dilimidir. Haftalara özel bir ad verilmez ve halk takviminde bir zaman ölçüsü olarak bilinirler. Ancak, hafta mahalli takvimde fazlaca kullanılan bir zaman ölçüsü değildir. Yöre halk takviminde daha çok yıl, ay ve gün kullanılır. Haftanın bilinen günleri şunlardır. Bazar (Pazar), Bazar Örtesi (Pazartesi), Sâli (Salı), Çarşamba, Cuma Akşamı-Perşembe, Cama, Cumörtesi (Cumartesi)
5. Günün Bölümleri: Güneşin durumuna ve namaz vakitlerine göre gün parçalara ayrılmıştır. Bu parçalardan bazılarının sınırları kesin olmakla birlikte; bazılarının sınırları değişkendir. Yörede , tespit edildiği kadarıyla günün başlıca bölümleri şunlardır: Zabah (Sabah): Güneşin doğmasıyla başlayan ve yaklaşık bir iki saat süren zaman dilimidir. Guşluğa doğru: Sabahın bitimiyle başlayan ve kuşluk vaktinin girmesiyle (Sabah öğle arası) sona eren zaman dilimidir. Guşluh (Kuşluk): Sabah ile öğle vaktinin ortasında yer alan zaman dilimidir. Kesin bir süresi bulunmamakla birlikte, kaynak kişilerin söylediklerine göre, yarım saat veya bir saat sürdüğü anlaşılmaktadır.Güneşin saat 5’te doğup, öğle ezanının 12.45’te okunduğu bir günde kuşluk vakti yaklaşık olarak 8.52’de başlar ve 9.52’de biter. Öglene (öğleye) Doğru-Öğlen Yakını: Kuşluk vaktinin bitiminden başlayıp, öğle vaktinin girdiği anda sona eren zaman dilimidir. Öğlen (Öğle)-Öğlen çağ (Öğle vakti): “Güneşin, insanın tepesinde dikilip gölgenin en kısa hale gelmesiyle başlar; İlkindi (ikindi) vaktinin girmesiyle sona erer. Yahut, öğlen ezanının okunmasıyla başlar; ilkindinin okunmasıyla nihayete erer”. Öğlenden sonra: Öğle vaktinin girmesiyle başlar ve ikindiye bir iki saat kala sona erer. İkindiye doğru: İkindi vaktinin girmesine bir iki saat kala başlar ve ikindi vaktinin girmesiyle sona erer. İlkindi (İkindi)-İlkindi çağ (ikindi vakit): “bir şeyin gölgesi kendisinden 2,5 kat fazla olduğunda ilkindi vakti girer; güneşin batmasıyla sona erer. Yahut, ikindi ezanının okunmasıyla başlar; ahşam (akşam) ezanının okunmasıyla nihayete erer”. İkindiden sonra: İkindi vaktinin girmesiyle başlar ve akşama bir iki saat kala sona erer. Ahşama doğru: Akşam vaktinin girmesine bir iki saat kala başlaır ve akşam vaktinin girmesiyle sona erer. Ahşam (akşam): “Güneşin batıp ahşam ezanının okunmasıyla başlar, yadsı (yatsı) ezanının okunmasıyla nihayete erer”. İlk ahşam-Ahşamdan sonra: Akşam vaktinin girmesiyle başlar ve yatsı vaktinin girmesine yarım saat kala sona erer.Yasdıya doğru: Yatsı vaktinin girmesine yarım saat kala başlar; yatsı vaktinin girmesiyle sona erer.Yasdı (Yatsı)-Yasdı çağ (yatsı vakti): “ Güneşin batmasından bir buçuk, iki saat sonraki vakit” tir. Yasdıdan sonra: Yatsı vaktinin girmesiyle başlayıp, bu vakitten bir, iki saat sonra sona eren zaman dilimidir. Gece: yatsı vaktinden sonra başlayıp, sabah ortalık aydınlanıncaya kadar süren zaman dilimidir. Gece yarısına doğru: Gecenin yarılanmasına bir iki saat kala başlayıp, gece yarısının başlamasıyla sona eren zaman dilimidir. Gece Yarısı: Gecenin başlangıcı ile bitişinin ortasına denk gelen zaman dilimidir. Gecenin ortasıdır, demek daha yakın bir ifade olabilir. Yarım saat veya bir saatlik bir süreyi kapsar. Gece Yarısından sonra: Gece yarısının bitimiyle başlayan ve tan vaktinin girmesiyle sona eren zaman dilimidir. Tan Vakti-Zabaha doğru: Güneş doğmadan bir buçuk saat önce başlayıp güneşin doğmasıyla birlikte sona eren zaman dilimidir.
6. Yılın Belli Günleri: Yılın belli günlerine yöremizde “Sayılı Gün” veya “Sayılı Fırtına” adı verilir. Bu günler yaşlı kuşak tarafından iyi bilinir ve takip edilir. Tesbit edilebildiği kadarıyla yılın belli günleri şunlardır. Amansız Elli: Karakışın 20. gününden (Miladi 4 ocak) başlayıp, Gücüğün 9. gününe (miladi 22 şubat) kadar sürer. Hıdırellez Yelleri-Hıdırellez Fırtınası: Baba hesıbına göre Zemheri ayının 18’i ile 28’i (miladi takvime göre 31 ocak-10 Şubat) arasında devam eden rüzgarlardır. Vakit Yeli: Gücük ayının yedisinde (miladı 20 şubat günü) vakit yeli eser ve cemile havaya düşer. Saya Gezme Günü: gücük ayının 10’u (miladi 23 şubat) yahut da 12’sinde (miladi 25 şubat) saya gezilir. Davarın karnındaki kuzunun belli olması demektir. Birinci Cemile (Cemre): Gücük ayının 7. Gününde (miladi takvime göre 20 şubat’ta) cemile havaya düşer. İkinci Cemile (Cemre): Gücük ayının 14. gününde (miladi takvime göre 27 şubat’ta) cemile suya düşer. Üçüncü Cemile (Cemre): Gücük ayının 21 gününde (miladi takvime göre 6 Mart’ta) cemile yere (toprağa) düşer. Gâvurun Küfrü-Gâvurun Günü: Gâvurun günü, Gücüğün çıkımı ile mardın girimi arasında (tahminen miladi 10-14 mart arasında) olur.Beldir Aciz (Berdel Acuzun)-Kocakarı Soğukları: Gücük ayının 26. günü ile mart ayının 4. günleri (miladi 11 mart-17 mart) arasında devam eden sayılı fırtınadır. Sultan Navruz: Miladi takvime göre, Mart ayının 21. günü “Nevruz”dur. Haftı Hambal-Mart Dokuzu-Leylek Fırtınası: Mart ayının 9. günü (miladi 22 mart) Haftı Hambaldır. Abrıl Beşi Fırtınası: Abrıl ayının beşinci gününde (miladi 18 Nisan’da) görülen sayılı fırtınadır.Sitte Sevir (Sittei Sevr): Abrıl ayının 7. günü ile 12. günü (miladi 20 nisan-25 nisan) arasında altı gün süren sayılı fırtınadır.Çiçek Fırtınası: Abrılın 21. günü (miladi 4 mayıs günü) Çiçek Fırtınasıdır. Hıdırellez: Abrılın 23. günü (miladi 6 mayıs) “Hıdırellez” günüdür. Hıdırellez seneyi ikiye böler. Eğrilce: Hıdırellez (miladi 6 mayıs) gününün mahalli adıdır. Sıçancık: Hıdırellez gününden bir hafta sonra (miladi 13 mayıs’ta) Sivas il merkezinde kutlanan bir gündür. Ülger Doğumu Fırtınası: Ülger (Ülker) yıldızı, Mayıs’ın 18. günü (Miladi 31 mayıs’ta) doğar. Gündönümü: Haziranın 12. günü (Miladi 25 Haziran günü) gün döner. Kuyruk Doğumu: Haziran’ın 18. günü (Miladi 1 temmuz’da) Kuyruk doğar. Terazi Doğumu: Terazi Yıldızı Tomus’un 18 günü (Miladi 31 Temmuz) doğar. Mihrican –Bostan Bozan: İlkgüz ile Ortagüz arasında (miladi 14 eylül-14 ekim) görülen fırtınadır. Gündönümü: Karakışın 12’sinde (miladi 25 aralık’ta) döner.
7. Saat: Bu ölçünün eskiden bilinmediği bir gerçektir. Çünkü: Eskiden saat yoktu ve ortaya çıktığı zamanlarda da çok pahalı bir aletti. O yüzden, ölçü birimi olarak saat tanınmazdı.
8. Saat Kullanılmadan Vakitlerin Tahmin Edilmesi: Saat kullanılmadan vakitler tahmin edilmeye çalışılırken, güneşten, gölgeden, aydan, yıldızlardan ve horozlun ötmesinden yararlanılır. Gündüzün zaman tahmin edilirken güneş ve gölgeden, akşam ve geceleyin ise, aydan, yıldızlardan, Samanyolu’nun konumundan ve horozun ötmesinden yararlanılır. Ev kadınlarının, orta bacadan giren güneşin düştüğü yerlere göre vakit tahmin etmeye çalıştıkları metot ise, kaydedilmeye değer olup,Anadolu’da yaygın olarak görülen bir uygulamadır. Ne şekilde yapılırsa yapılsın, saat kullanılmadan yapılan tahminlerde, hata kesin vardır ve vakitler yaklaşık olarak belirlenir. Sabah Namazının Tahmini: “Birinci şafak atıp, biraz karanlık olduktan sonra, tan yeri ağarır Tan yerinin ağarmasıyla sabah namazı vakti girer”. Kuşluk Vaktinin Tahmini: “Gün (günüş) sabahla öğle yerinin ortasına geldiğinde kuşluk vakti girer”. Öğle Vaktinin Tahmini:”Gün öğle yerine gelip, gölge kısaldığında öğle vakti girer. İkindi Vaktinin Tahmini: “Bir değneğin (sopanın) gölgesi, kendi boyundan 2.5 kat fazla olunca ikindi vakti girer”. İftar Vaktinin Tahmini: “Güneş Kaybolup,ş gün batısı kızarınca iftar vakti girer”. “Yahut da Sufra (sofra) yıldızının doğması beklenir. Sufra yıldızı görünür görünmez, oruç açılır. Sahur Vaktinin Tahmini: “Eskiden kimsede saat yoktu. İftar vakti ile sahur vakitlerini bulmak çok zordu. Sahur vaktini tayin etmek için “İkinci horoz ötümü” beklenir. Samanyolu yahut belli bir yıldızın bir tepeye yaklaşıp yaklaşmadığına bakılarak tahmin yürütülürdü.
Türklerin Kullandığı Takvimler Ve Özellikleri ..
Türkler tarih boyunca pek çok takvim kullanmışlardır. İslamiyetten önce 12 hayvanlı takvimle başlayıp şuan miladi takvime kadar 5 tane takvim kullanmıştır. İşte Türklerin kullandığı bu beş takvim ve özellikleri. Ayrıca takvimler arası çevirme işlemlerini de bu yazımızda bulabilirsiniz.
TÜRKLERİN KULLANDIĞI TAKVİMLER VE ÖZELLİKLERİ
1)- 12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ:
Türklerin kullandığı en eski takvimdir. Güneş yılını esas alır . Bu takvimde her yıl bir hayvan adıyla anılıyordu.Bu hayvanlar: Fare Öküz Kaplan Tavşan Ejderha Yılan At Koyun Maymun Tavuk Köpek Domuz.
2)- CELALİ TAKVİM:
Büyük Selçuklular zamanında Melikşah tarafından hazırlatılan bu takvim güneş yılına göre hazırlanmıştı.
3)- HİCRİ(HİCRET) TAKVİMİ:
Ay yılını esas alır. Başlangıç olarak Hz. Muhammed’in Mekkeden Medine’ye hicret ettiği 622 yılını alır. Bugün Ramazan, mevlidler gibi dini günlerde bu takvimi kullanmaktayız.
4)- RUMİ TAKVİM:
Osmanlı devletinde resmi ve mali işlerde kullanılmak üzere 19. yüzyıl başlarından itibaren yürürlüğe giren takvimdir. Güneş Yılını esas alır.
5)- MİLADİ(MİLAT) TAKVİMİ:
1926′ dan itibaren kullandığımız takvimdir. Güneş yılını esas alır. Temeli Mısırlılar’a dayanır. İyon ve Yunanlılar kanalıyla Batıta aktarılmıştır. Romalılar Sezar zamanında JULYEN takvimi olarak düzenlemiş ve kullanmışlardır. Yeniçağda Papa XII.Gregor tarafından yeniden yapılan düzenlemelerle GREGORYAN TAKVİMİ olarak anılmıştır. Günümüzde ise Milat takvimi(Miladi Takvim) denilmektedir. Milat takvimi (Miladi Takvim) Hz. İsa’nın doğuşunu (sıfır) kronolojinin başlangıcı olarak kabul eder.
HİCRİ TAKVİMLE MİLADİ TAKVİM ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?
1)- Hicri Takvim AY yılını, Miladi Takvim GÜNEŞ yılını esas alır. Bu yüzden ikisi arasında 11 gün fark vardır.
2)- Başlangıç tarihleri farklıdır. Hicri Takvimde başlangıç tarihi Hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicret ettiği tarih olan 622 yılıdır. Miladi Takvimde ise başlangıç Hz. İsa’nın doğum tarihi 0 yılıdır.
Kaynak: Wardom http://www.wardom.org/showthread.php?t=418650
TAKVİMLERİ BİRBİRİNE ÇEVİRME İŞLEMLERİ
HİCRİ TAKVİMDEN MİLADİ TAKVİME ÇEVİRME İŞLEMİ
SORU: Hicri 1340 yılını Miladiye çeviriniz.
Hicri=1340 Miladi=?
1340 ÷ 32 = 40,6 (Yaklaşık 41)
1340 – 41 = 1299
1299 + 622= 1921
MİLADİ TAKVİMDEN HİCRİ TAKVİME ÇEVİRME İŞLEMİ
SORU: Miladi 1998 yılını Hicri takvime çeviriniz.
Miladi=1998 Hicri=?
42) (Yuvarlama işlemi yapıyoruz)
1376 +42 = 1418
RUMİ TAKVİMDEN MİLADİ TAKVİME ÇEVİRME İŞLEMİ:
SORU: Rumi 31 Mart 1325 , Miladi=?
31 Mart 1325
+ 13 584
——————–
13 Nisan 1909
İki takvim arasında 13 gün 584 yıl fark vardır. Günleri ayrı topluyoruz. Yılları ayrı topluyoruz.
31+13=13 eder.(31 Mart a 13 gün ilave edersek gün olarak yine ayın 13ünü elde ederiz)
1325+584=1909 olur.
MİLADİ TAKVİMDEN RUMİ TAKVİME ÇEVİRME İŞLEMİ
Bir önceki çevirme işleminde gördük. Miladi takvim rumi takvimden 13 gün 584 yıl ileride. Yani Rumi takvim Miladi takvimden 13 gün 584 yıl eksik. O halde çıkarma işlemi yapacağız.
Miladi 29 Ekim 1923 , Rumi=?
29 Ekim 1923
- 13 584
_______________
16 Ekim 1339
29-13=16
1923-584=1339